Twitter'da Paylaş !

13 Temmuz 2012 Cuma

Aşk Nedir?

Aşk nedir bilir misiniz siz?

Hem duygusal hem fiziksel bir bağdır aşk. Yanlış anlamayın tabii, sizler gibi düşündüğümden değil. Birinin günlerce, haftalarca, yıllarca peşinden koşmanın adı değil aşk. Bu ne aşktır ne de duygusal bir bağ. Birinin elini tutmak, onu dokunmak, onu öpmek değildir aşk. Bu ne aşktır ne de fiziksel bir bağ. Aşk ne mi?

Aşk insanın içindedir, aşk ona kavuşmak için sabah akşam çalışmaktır hem de daha iki senen olduğu halde. Aşk her gece onun yüzlerce videosuna, fotoğrafına bakmaktır, aşk herkesin "aa evet bende severim" dediğinden fazlasıdır. Aşk o'dur, Aşk sen'dir, Aşk; Tulumu giyip, rütbeni takıp, gözlükleri takıp, kaskını ele aldıktan sonra çantayı sırtına takarak sevgilinin geniş kanatlarında hayale dalmaktır, ona ilk ve son kez oturacak, kullanacak gibi hissetmektir. Herkesin aşkı aynı olamaz tabii ama duygular benzeyebilir. Sahi aşk ne midir? Aşk budur :




Çok özür dileyerek yazımı noktalamak istiyorum. Biliyorum blog sayfamın amacı bu değildi. Uzun süredir de yazmıyorum. Ama saygı duyun bu da benim sevdam :)

3 Eylül 2011 Cumartesi

Aşkta İlgi

Merhabalar arkadaşlar,

Yaz tatili diye bende bu sevdiğim köşeme ara verip sizleri yalnız bıraktım.Bugün bıraktığımız yerden tekrar başlıyoruz..

Aşkta İlgi

Aşkta ilgiden bahsedecek olursak;Öncelikle bunun tam bir boyutu olmadığını bildirmek isterim.Yani sınır diye bir şey yok.Açmamız gerekirse şöyle açalım:

İki türlü ilgi vardır.Aşka ilgisi olan,karşıdaki insana ilgisi olan.Aşka ilgi demek "Aşk yaşamayı seven" gibi özetlenebilir,Karşındaki insana ilgi ise "Aşk ikinci planda,insan birinci planda" gibi özetlenebilir.

Peki aşkta ilginin boyutları nelerdir?

Az ilgi ve Çok ilgi olmak üzere ikiye ayrılır.Sizler için ikisine test ettim(!) :)

Sevdiğiniz kişiyle aranızda bir şeyler henüz yeni başladıysa ilginin boyutunu abartmayın.Biraz rahat davranın.Özellikle erkekler için söylüyorum;Bazen o kadar abartıyorsunuz ki.. Tamam seviyor olabilirsiniz,sevginizi bir şekilde o'na yansıtmak istiyor da olabilirsiniz ama bunu dengeli bir şekilde yapmak en iyisi olacaktır.Aşırı ilgi ilk zamanlar ne kadar güzel geliyorsa gün geçtikçe o kadar çirkinleşecektir.Düşünsenize birisinin sizi her saniye arayıp nerede olduğunuzu sormasını.. Peki ya kızlar? Çok ilgi bunaltır yine söylüyorum.Eğer sevginizi çok göstermek istiyorsanız o'nu ilgiyle değilde başka bir şekilde göstermeye çalışın.Mesela kıskanın.İlgi'nin içine "kıskanma" girmez bunu da şuraya bir not düşelim.

Şimdi bir de diğer taraftan bakalım.. Az ilgiden bahsetmiyoruz sıfır ilgiden bahsediyoruz.Birisine hiç tanımadığın birisi gibi konuşup,onu merak etmemek,arayıp sormamak,bir yabancı gibi davranmanız sizi yüceltmez alçaltır.Çünkü karşınızdaki insan kendine ne boyutla önem verdiğinizi görmek isteyecektir.Eğer kendinizi bu ilgi gösterme işine zorunlu hissetmiyorsanız aranızdaki duygusal bağ çoktan bitmiştir.

Kısa ve öz,sizi sıkmadan anlatmaya çalıştım.Okuyup,vakit ayıran herkese çok teşekkür ederim :)

2 Haziran 2011 Perşembe

Aşkta Zaman Kavramı

Merhaba arkadaşlar,

Bu haftaki yazımızın konu başlığını Hüseyin Savaş (filozofhuso) seçti.Konuya girmeden önce ona teşekkürlerimi sunar ve bir hatırlatma yapmak istedim.Bundan sonra yazımızın konu başlıklarını siz seçiyorsunuz.Detaylı bilgi vereceğiz :)

Dönelim konumuza.. Aşkta zaman kavramı deyince aklınıza ne geliyor? İlişki süreleriyse yanılıyorsunuz.Konumuz onunla değil "Eskiden Aşklar - Günümüzde Aşklar" bölümleriyle inceleyeceğiz.

Önce eski zamandaki aşkları göz önünde bulundurarak bir giriş yapmak istiyorum ;

Romantizmin bol olduğu zamanlar kuşkusuz ki eski zamanlardır.Basit iletişim araçlarıyla değil çok zor şartlardaki iletişim araçlarıyla iletişime geçmek oldukça zor olmalı.Şiir dolu mektuplar,ucu yakışmış mektup kağıtları,parfüm kokusu veya saç teli gibi ayrı ayrı şeyler var.Bence onlar;aldığım bir çok sms veya e-mail'den iyidir.En azından saklanabilir.Karşıdaki insanın duygularını hiç bir şekilde etkilemeden size taşır.Mektubu bir kenara bırakalım çünkü anlatmaya kalkarsak bu işten çıkamayız.Eski zamanda aşk her konuda günümüzdeki aşktan üstündür.Tabii bu benim fikrim.Eskiden insanlar sevdiklerinden haber alamayınca merak eder haftalarca,aylarca hatta yıllarca bekledikleri olurmuş.Bu durum 'ilişkilerin uzun sürmesi' konusunda da baya bir etkilidir.Sevgilinizin her daim yanında olmayacaksınız.Bu da karşılıklı özlem ve sevgiyi arttırır.Yani sıkılmaz insan.Ama günümüzde böyle değil maalesef.

Günümüzde ise;sevgiler günlük hatta saatlik.İnsanlar aşkı soyut kavramdan somutlaştırmaya çalışmışlar.Gerçekten aşk yaşayanlara lafım yok ama eğer onlarıda incelersek:

Haber alamadığı bir zamanda ulaşabileceği bir facebook adresi,twitter adresi,telefon numarası var.Hemen ulaşabiliyorsunuz.Ne kadar kolay değil mi?

Hediyelerde maddiyata önem verilir hale gelmiş.

En önemlisi duygu kalmamış.

Bence aşk bir parkta el ele tutuşup öpüşmek değildir.Karşındaki insanın sana olan hislerini hissetmektir aşk ! Yıllar geçse de zamanın değiştiremeyeceği tek şeydir aşk..

İnsanlar değişir ama aşk asla !

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Aşkın Yan Etkileri

Evet bundan sonra günlük olarak yazmaya devam ediyoruz.

Öncelikle bugünkü yazımın gelen öneriler arasından seçtiğim; Elif Çelik'in 'Aşkın Yan Etkileri' temasıydı.Ayrıca bu da bir uygulama olacak,bundan sonra konuyu takipçiler seçecektir :)

Aşk her zaman mutluluk kaynağı değildir.Birçok zaman aşk insanlara 'diğer yüzünü' gösterir.Bu durum kaçınılmazdır çünkü aşkta bu olmadan aşk yapılanmaz.

Aşkın yan etkileri nedir peki desek? Derslerini etkiler vs. gibi durumlar değil.O nesnel bir kavram değil öznel bir kavramdır.Bu durumları aşktan anlamayan insanlar rahatça kullanabilir.Aşk bir insanın hayatını nasıl mı etkiler? Aşkın insanların hayatına en büyük etkisi kişinin zeka olarak olgunlaşmasıdır.Bu negatif bir etki değil diyebilirsiniz.Ama oldukça negatif bir etki. Çünkü bu etki aşk sırasında değil aşk bitince gerçekleşiyor.

Bu insanların doğrudan hayatı etkileyen ilk aşamaydı.Şimdi diğer yan etkilerine bakalım..

En büyük yan etki 'Güvensizliktir' her ne kadar öznel bir kavram olarak görünüyor gibi olsa da zamanla nesnel bir kavram olmuştur.'Güvensizlik'te tabii ki aşk bitince başlayan,sevdiğin kişiye değil diğer kişilere duyduğun histir.Aslında bakarsanız Aşk'ın yaşanıyorken pek bir yan etkisi yok.Her şey aşk bittiği zaman başlıyor.Aşk sırasında tartışmayı-küsmeyi yan etkiyle karıştırmayın sakın!

Ve aşkın en özel/güzel halini yaşamış insanlar buna 'yan etki' değil 'aşkın temel kavramları' olarak bakıyorlar.

Bir şiirim ile devam etmek istiyorum :

"Bir çok kez tutuldum aşka,
En özeli sendin aslında.
Aşk sırasında her şey güzeldi ama..
Bitince bozuluyor bütün büyü.

Zarar veremez aşk bana;
Derdin ya sen hep.
Haklısın,aşk sevene zarar vermiyor"

Güç göstermek yerine düşünürseniz eğer çok daha mutlu olabilirsiniz..

20 Mayıs 2011 Cuma

Aşkta Karşılıksız Sevmek Değil Karşılık Beklememek

Evet biraz tuhaf biliyorum.Ama sizde tuhaflığın ardında kı o gızemlı  buyuyu fark ettınız mı? Etmeyenler için anlatıcam..

Geçenlerde konuştuğum yakın bir arkadaşım bana 'Birisinden hoşlandığım zaman; o da benden hoşlanınca soğuyorum' dedi. Bunun uzerıne duşundum.. Bazı ınsanlar karşılıksız sever,evet doğru.Bu büyük bir olgu.O halde aşkta bu bölüm ikiye ayrılıyor olmalıydı; 'Karşılıksız sevenler' ve 'Karşılık beklemeyenler'.Aynı şey deyip geçmeyin çünkü değil.'Karşılıksız sevenler' karşı taraftan bir aşk bekler mutlaka.Ama 'Karşılık beklemeyenler' hiç aşkı düşünmemiş hatta beklememişlerdir.

Karşılık beklemeyen insanlarda karakter asilliği en üst seviyededir ki bu benim görüşüm.Aslında neden karşılık beklemedıklerını şöyle tahmin ediyorum:Nedeni kısa ve öz : Aşka inanmıyorlar.Buradaki aşkın içine 'Kader'de giriyor ve karşındaki insana hayranlığa benzer bir duygu duyuyorsun.Ama dikkat edin 'hayranlığa benzer' dedim çünkü değil.Henüz yapılanmamış bir aşk biçimi olabilir.

Karşındaki insanın seni sevmeyeceğini ve sana değer vermeyeceğini düşünürsün ama ondan hoşlanırsın.Daha sonra o kişi senden hoşlanırsa bir nevi duygu sarsıntısına uğrarsın ve kararların/düşüncelerın seni hayal kırıklığına uğratmış olur.Bu Aşk'a güvende ilk adımı eksiltir.Yani aşk karşısında 1-0 mağlup başlarsınız.Aşka değil sevgiye inanlar bu duruma daha çok düşebilir.Sevginin aşktan daha güçlü olmasını bir kenara bırakırsak sonsuz ve öz olması bazı insanlar için daha önemlidir..Ve..bu durumlardan sonra 'Karşılık beklememeye' karar verirsin.İnsanlar senin için sıkıcı olur çünkü.Aşk senin için büyüsünü bitirmiş olur çünkü.

Şimdi anladınız mı bu tuhaf şeyın ardındaki gizli büyüyü?

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Ulaşabildiklerimiz Varken Niçin Ulaşamadıklarımız?

Hep aklıma takılmıştır böyle basit ama zor şeyler.

Acaba bu aşkın kanunu mu? Yoksa insanların zoru seçmesi mi?

Aşk asırlardır herkes tarafından bir tanımı olan ama hiç bir tanımın tam olarak tanıtamadığı bir nevi oyundur.Peki bu oyun bize karşı mı oynar? Yoksa bizimle mi?

İşte bu blog yazımda bunlardan bahsetmek istedim..

Herkes aşkı yaşamamış olsada mutlaka sevgiyi yaşamıştır.Aşkı somut kavram halinde görenlere inat soyut bir kavram olduğunu hep dile getirdim.İlla yaşamak mı lazım? Hayır,hissetmek yaşamanın yarısıdır.Her neyse.. Hayalimizdeki her şeyi bir bedende toplanmasına ilgi duyarız biz insanlar ve o bedene aşk dediğimiz bir duygu bağıyla bağllanırız.Karşılıklı veyahut karşılıksız.Hayalimizdeki her şeyi kapsayan bir beden sizin için ne kadar güzeldir (Her iki anlamda da güzel) Öyle değil mi? Bir başkası bunu anlayamaz.Bu durumda aşık olduğumuz bedendeki dış görünüş ön yargısını yarıya indirmiş olduk.O halde sizi seven ama sizin sevmediğiniz insanlara ki bunlar ULAŞABİLDİKLERİMİZ grubuna giriyor;İlgi duymazsınız.Ama karşılıkta vermenize gerek yok.Çünkü sevgi zararsızdır.Herkes illa zoru seçmez.Buradaki herkesten kastımız ise basit insanlar.Evet basit insanlar,çünkü onlar aşkı geçici bir heves sanıyorlar.Onları bırakın zoru seçmesinler ve ULAŞABİLDİKLERİNİ seçsinler.Ne olsa kaybedecekler.Biz her şeyi ile hayran kaldığımız zoru yani ULAŞAMADIKLARIMIZI seçelim.Onlara ulaşmak zordur ama imkansız değildir.

Şimdi bir diğer konumuza dönelim:Aşk asırlardır herkes tarafından bir tanımı olan ama hiç bir tanımın tam olarak tanıtamadığı bir nevi oyundur.Peki bu oyun bize karşı mı oynar? Yoksa bizimle mi?

Evet,Aşk bir oyundur.Kuralı basittir;Dürüstlük.Basit bir beceri oyunudur.Hileyi karıştırırsanız oyununuz biter.Aşk insanlara öyle bir oyun oynar ki kimi zaman en yakınınıza kimi zaman en uzaktakine aşık eder.Aslında sadece bununla kalmaz.Zorlu aşk üçgenleri bu oyunun en zor bölümüdür.Bir aşkta üçüncü kişi her zaman asıl oyuncular aracılığıyla oyuna dahil olmaz.Bazen tesadüfen bazen kasıtlı bir şekilde oyun üç kişi ile devam eder.Devam eder dedim ama sadece bir süre.Çünkü bu evrimde ilişkide bir seçim yapılması önerilir.Hatta önerilmez;yapılması şarttır.Bu demektirki: Aşk ne bize karşı oynar ne de bizimle oynar.

29 Mart 2011 Salı

Sevmek mi Sevilmek mi?

Cidden ; Sevmek mi Sevilmek mi?

Sevebilme duygusunu her insan yaşar.Hayallerinde ki insanları buldukları zaman önce sevgi başlar.Sevgi karşılıklı olmayabilir,karşılıksız yaşanabilir ama yaşattığı duygu aynıdır.İnsan sevince o kadar sorunsuz olur ki etrafında ki her şeye olumlu bakabilir.Sevmek sevilmekten daha kutsaldır bence.Çünkü : Bütün insanlar seviyorken aynı seviyede kalabilir.Sevenler hepsi sevilmiyor olabilir ama tek ve en önemli ortak yönleri olur o da sevmeleri.

Oysa her insanın hayalidir severken sevilmek..Ama kalpler bu duruma razı değilse? Sizin sevginiz bir başkasının sevgisinden çok daha fazla olabilir yani en azından siz öyle düşünürsünüz ama unutmayın ki bütün insanlar aynı ölçüde sever.Siz severken karşı tarafın sizi sevmesi sevgiyi bitirir.Evet,yanlış duymadınız.Sevgiyi bitirir çünkü artık aşk başlar.Bana kalırsa sevgi aşktan daha güzel bir duygudur.Çünkü insan sevince sebebi olmaz..Karşılıksız sevebilir..Sevgisi uğruna her şeyi göze alabilir ama aşk..Aşk öyle değildir.Aşk yaşamaya başlarsanız karşı tarafla daha yakın olacağınız için onun hakkında her türlü bilgiye sahip olabilirsiniz.Bir süre sonra aşk bitecektir,iki taraf soğuyacaktır birbirinden.En sağlam aşkların bile öncesinde sevgi mutlaka vardır.Zaten sevgi olmadan aşk yaşanır mı?

"..Ayrıcalıktır sevmek,
Binlerce kişi tarafından sevilmekten bile.
Ayrıcalıktır sevmek,
Binlerce sevemeyen tarafından.
Sevmek bedelsizdir,
Sevilmek bedelli.
Sevmek kutsaldır,
Aşk yapmacık.."


Yazımı bitirmeden önce çok sevdiğim sözlerden bir tanesine daha değinmek istiyorum :

Fuzuli`ye sormuşlar: `Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?`, `Sevmek; çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın.